darkolivee@gmail.com

22 Temmuz 2011 Cuma

pilatesde 4. gün...

pilatesde 4. günüm bugün...
ölçülerimi aldım, yazdım bir kenara
2 hafta sonra tekrar alıp karşılaştırıcam...
pilatesin söylendiği kadar incelttiğini deneme yanılma yoluyla kanıylamış olucam
şu anda tek bildiğim çok severek yaptığım...
o acılardan, kasların zorlanmasından zevk aldığım :))
bu da ebru şallı sayesinde oluyor tabiki...
önceden hiç sevmezdim çok itici gelirdi, ama öyle motive ediyor kii, son dayanma gücünüzden sonra bile
5 defa daha yapabiliyorsunuz hareketi...


bende mide yoktur, ama sezeryandan sonra alt karnımda üste göre görülür derecede fazlalık var...
hedefim yumuşak olan karnım ve basenlerim...inşallah 28 yıldır peşimi bırakmayan basenlerden bu yaz pilates sayesinde kurtulurum :)))

pilatese başlamadan önceki halim, 1 ay önce çektim, ama bir değişme yok halaa böyleyim
60.8 ile başladım hadi bakalım, 2 haftada ne gibi değişiklikler olucak...




bu da diyete başlamadan önceki, doğumdan 1 ay sonraki halim :((

20 Temmuz 2011 Çarşamba

ilk beyaz etek :)

bunun hazzını normal kilodakiler bilemez...
dağlardan geçip, denizler aşıp o kucak dolusu kıyafetle,  kabinden büyük bir gururla, yağlar fışkırmadan çıkabilmektir zayıflamak...
kabinde kan ter içinde kalıp, görevliye bunun bir büyük bedeni yok mu dememektir, 
görevliden utanıp yok ben almaktan  vazgeçtim dememektir zayıflamak...
anne elbiselerinin  seni seçmemesidir,  uzaktan uzağa eline aldığın küçük beden kıyafetlere iç geçirmemektir...


ahhh ahhh daha neler varda, şu anda aklıma gelmiyor, zayıfllık sultanlık gerçekten...


bende ilk beyaz eteğimi aldım geçen hafta, hep istiyordum, bir türlü fırsat olmamıştı...
rastlamışken kotondan aldım bende, baktım çok ince, dışarda birinde de görsem sevmiyorum  kötü duruyor için belli olunca...


o kadar kolay vazgeçermiyim beyaz eteğimden iç belli ediyor diyee :))))
hemen plan yaptım, öyle yaparım böyle yaparım diye...
giymediğim ince beyaz bir tshirti kestim, eteğin içine diktim kızlar, süper oldu, hem ben çok terlemem ama
teri de göstermez hemen, varsa sizinde tereddüt edip giyemediğiniz dolap bekleyen etekler, hemen yapın beklemeyin...

...yardımcı olur diye resimlerini ekliyorum...















yorumlarınızı bekliyorum...

19 Temmuz 2011 Salı

bir scuba diving hikayesi...

 eşim su ürünleri mühendisi, aynı zamanda lisanslı dalış hocası, hal böyle olunca benim maceracı ruhum durur mu sizce :)))

bu heyecanı yaşamalısınız, bu resimler geçen seneye ait, bu sene bi türlü fırsat bulup gidemedik,
yaz bitmeden gitmek isteyipte hep erteleyenlere ışık olsaun diye bol fotolu bir scuba diving postu hazırladım...

izmir, çeşme altınyunus otelinin marina tarafında koçluoğlu dalış okulu var...
size hertürlü kolaylığı sağlayacaklardır...
20-30 m dalış için tekneyle açılıp, eşek adası tarafına yol alıyoruz...


dalış yapacağımız koya demir atıyoruz ve hazırlıklar başlıyor...


bu da scuba diving style :)))))))))))))))) (bu abiye çok güldüm yaa)

teknede her ülkeden dalışseveri bulmak mümkün, bir çinli, 3 alman, 2 de amerikalı vardı...

sırayla suya atlayıp beklemelisiniz...

bütün hazırlıklar tamam artık su altı keşfi zamanı....

iniyorlar...

iniyorlar...

ve indiler...

bende 20m için sıramı bekliyorum :)
bu resimde 73 kiloydum
inşallah bu sene de yeni dalış kıyafetimi giyip o heyecanı yaşamak kısmet olur 59 kilo ile :)))


şu kenardaki çift biziz...
burası harika bir yer, biraz uzağınızda yunan adaları var 




artık dönüyoruz, son kez 1 resim daha çektim :)

dalış teknemiz...








bunlarda altınyunus otelinin bahçesi, o kadar iç açıcı bir yer kii
o beyaz otelin çevresini gökkuşağı gibi çepeçevre saran erguvanları evime görmek istedim. :))


sizce bu kadar yorgunluğu ne giderirrr
sıcacık erimiş kaşarlı bir çeşme kumrusu tabikiiii
allahııımmm sana geliyoruummmmmm.... :)))

18 Temmuz 2011 Pazartesi

kapak topluyormusunuz???

Hepimiz neredeyse her gün, büfelerden bakkallardan bir küçük pet şişe su alıyor ve suyu içtikten sonra şişesini de çöpe atıyoruz. Buraya kadar herşey normal. Ama o attığımız pet  şişelerin mavi kapakları bizim için önemsiz bir detay olsa da o küçük kapaklar aslında birilerinin hayatını değiştirebilir. 

Prof. Dr. Nurselen Toygar,  uzun yıllardır Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcılğı görevini yürütüyor.
Nurselen Toygar geliştirdiği son projesinde de hem çevreye duyarlı olmayı hem de engelli vatandaşlara katkıda bulunmayı hedefliyor.
Nurselen Toygar her gün kullanıp attığımız pet şişelerin kapaklarını geri dönüşüme kazandırarak, ihtiyaç sahibi engellileri tekerlekli sandalye alınmasını sağlıyor.
Halkın katılımıyla onbinlerce pet şişe kapağı toplanıyor, bunlar geri dönüşüm şirketlerine veriliyor, şirketlerden para almak yerine tekerlekli sandalye alınıp, ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor.
Pet şişe yerine mavi kapağın seçilmesinin nedeni ise, katılımcılar için daha az yer tutması ve daha kolay toplanabilmesi.
Bu proje için öncelikle 2010 yılı başında İstanbul Ataşehir Belediyesi Engelliler derneği ile beraber yola çıkıldı.  Nurselen Toygar’ın katkılarıyla Ege Üniversitesi projenin yüklenicisi oldu.
Çevre bakanlığından lisans almış geri dönüşüm şirketleriyle irtibata geçildi ve projeye dahil olmaları teklif edildi.
Prof. Dr. Nurselen Toygar önderliğindeki bu ekip ilk olarak geri dönüşüm firmalarıyla görüşmeye başladı. Görüşmelerden sonra Çevre Bakanlığı’nın lisanslı firmalarından biriyle sözleşme imzalayarak her 1 ton kapak için 4 tekerlekli sandalye için sözleşme imzalandı.
Bu sözleşmeden sonra Ege bölgesindeki engelli dernekleriyle ortaklaşa çalışmalar yapılarak hem araç temini hem de sandalye ihtiyacı konusunda mutabakata varıldı.

Kapakların toplanması konusunda birçok sorunla karşılaşan Nurselen Toygar projede daha hızlı yol almak için bir takım çalışmalar yaptı.   Özel sektörde faaliyet gösteren firmalar ile protokoller imzalayarak Türkiye’nin farklı yerlerinde 400 kapak toplama noktası belirlendi.

Nurselen Toygar’ın önderliğinde 8 aydır devam eden “Tane Tane Kapakları Toplayalım Adım Adım Engelleri Aşalım” kampanyası sayesinde, 95 kurumun desteğiyle 25 ton kapak toplanarak, 80 engelliye tekerlekli sandalyeleri teslim edildi. Toygar, kampanyayı yaygınlaştırmak için 10.000 takipçisi olan bir Facebook sayfası kurmanın yanı sıra, kamu ve özel sektörle yakından çalışarak, kampanyanın diğer üniversiteler, okullar, özel ve resmi kurumlarda da uygulanmasına öncülük etti. Nurselen Toygar’ın çabalarıyla giderek yaygınlaşan kampanya, bugün Türkiye genelinde uygulanıyor.

Migros, Şok ve Tansaş'ın  İZMİR, MANİSA, KÜTAHYA, UŞAK, AFYON, AYDIN, DENİZLİ, ISPARTA, MUĞLA, ANTALYA, BURDUR, İÇEL, OSMANİYE, ADANA, ANTAKYA, GAZİANTEP, K.MARAŞ, URFA, ADIYAMAN, K.MARAŞ, MALATYA, ADIYAMAN  il ve ilçelerinde bulunan tüm mağazaları ile bu toplama kampanyasına lojistik destek sağlıyorlar. 
Ayrıca PTT KARGO ile tüm Türkiye'den E.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNE 30 kg kadar tüm gönderiler 5 TL gibi çok cüzi bir rakama gönderilebiliyor. 
alıntıdır...
İzmir'lilerin bi kısmı bilmez belki, inciraltına giderken marinanın yanında  'ENGELLİLER MERKEZİ'  var, izmir belediyesi bütün gelirinin engellilere aktarıldığı ve engellilere büyük ölçüde indirim yapılan birbirleriyle sohbet imkanı sağlayan, denize sıfır süper bir alanları var...

bir yanınızda deniz bir yanınızda orman  çok huzurlu bir yer...
Biliyormuzunuz İzmir belediyesi şehrin her tarafından belli saatlerde  otobüs kaldırarak onların güzel bir ortamda sohbet etmelerini sağlıyor...
Dün bizde oradaydık, ve bir tekerlekli sandalyenin bir engellinin hayatını nasıl değiştirdiğini  birkez daha birkez daha gördük vee topladığımız kapakları daha bir şevkle toplayacağımıza söz verdik...

dünden bir kare...


unutmayın!!!
Hepimiz birer engelli adayıyız....